Pages

28 Ocak 2014 Salı

HİLAFET MESELESİ

İslam dünyasının asırlardır tartışma konularından biri hilafet diğer adıyla halifelik meselesidir. Sözlükte; arkada olmak, yerine geçmek gibi manalara gelir. Dini literatürde ise halife en yüksel yönetici, Hz. peygamberden sonra onun yerine geçen,  dini koruyan ve onu uygulayan ve dünya işlerini düzenleyen kişiye verilen unvandır. Biz burada halifeliğin iki farklı boyutunu ele alacağız. Birincisi ve en önemlisi olan İslam dünyasının devlet başkanlığı sorunu olan halifelik meselesi. Bildiğimiz gibi Hz. Muhammed(sav) iki görevi vardı: Risâlet ve riyaset. Risalet, Hz. peygamberle mürekkep olan bir vasıftır. Yani Risâlet dini getirip onu tebliğ etmektir. Bu da Hz. peygamberin ölmesiyle bitmiştir. Bundan sonra hiç kimse yeni bir din getirip bunu tebliğ etmeye kalkışamaz. Bu işe kalkışması zaten İslam’ın özüne aykırı olacaktır. Diğeri olan riyaset ise idare ve başkanlık etmek manalarına gelir. Yani riyaset devredilir bir vasıftır. İslam dünyasında ilk ayrılıkların çıkması bu riyaset yani hilafet meselesidir. Hilafet,  Hz. peygamberden sonra da İslam kuralları çerçevesinde kısa dönem gitse de bu gün bile çözüme ulaşmış değildir. Özellikle son asırlarda milliyetçilik etkisiyle İslam ülkelerinin suni sınırlar çizerek yönetimlerini kendi anlayışları doğrultusunda bir idare benimsemesi bu meselenin ne kadar mühim olduğunun en açık göstergesi. Hilafetin tanımını yaparken dini hükümleri koruyan ve uygulayan şeklinde bir ifade kullanmıştık. Ama günümüz İslam ülkelerinde devlet başkanlarının çoğu belki de hepsi dini hükümleri uygulamaktan uzaktır. Aynı zamanda devlet başında bulunanlar ölünceye kadar iktidarda kalmaktadır ve keyfi uygulamalar yapmaktadır. Oysa halife İslam âleminin efendisi ve hizmetkârı olmalıdır. İslam dünyasını gayri Müslim dünyaya karşı en iyi şekilde savunmak ve temsil etmelidir. 
Halifeliğin ikinci boyutu olan konuysa insanın halifeliği meselesidir. İnsanın halifeliği meselesi Allah’ın Bakara süresi 30. Ayette söylediği ‘ben yeryüzünde bir halife yaratacağım’ sözüyle başlar.  Biz burada insanın halifeliğini yukarıdaki bilgiler doğrultusunda açıklamaya çalışacağız. Yukarıda halifeye dini temsil etmek ya da savunmak şeklinde görevler yükledik. Bu anlam çizgisinden haraketli Allah insanı kime karşı temsilci olarak yeryüzüne gönderecek? Bilindiği gibi yeryüzünde bir tek akıllı varlık insandır. Dolayısıyla insan, bir hayvana ya da bitkiye karşı Allah’ı temsil edemez. İnsan birilerine karşı Allah’ı temsil etmelidir.  Demek ki bakış açımızı genişletip farkı şekilde bakmasını bilmeliyiz. Yeryüzünde her insan hidayete ermediği muhakkaktır. Dolayısıyla hidayete eren insan hidayet ermeyen insana karşı Allah’ı temsil ve savunmakla mükelleftir. Yani her hidayet eren bir anlamda kendinin de başkanıdır ve sosyal hayat düzeniyle ilgili bir görevi vardır. Bu başkanların üzerinde bir genel başkan mevcuttur. O da ilk paragrafta açıkladığımız gibi Müslüman dünyasının halifesidir.Burada herkes işini yaptıkça temeli sağlam bir toplum düzeni çıkacağında hiç şüphe yoktur. Bu aynı zamanda İslam da sağlam bir idareciliğin olduğunu gösterir. Bu hedeflere bu gün ulaşmak pek güç gibi görünse de hiçbir şey geç değildir. 

0 yorum:

Yorum Gönder