Pages

17 Ocak 2014 Cuma

İSLAMA YÖNELTİLEN OLUMSUZ ELEŞTİRİLER

Ilımlı İslam, islamafobya gibi kavramları son yıllarda çok duyar olduk. Bunun sebebi İslam dünyasının diğer insanlara verdiği olumsuz imaj. Şundan emin olmalıyız ki bir Gayri Müslim bizi bizden daha iyi bilmektedir. İslam’ın neye değer verdiği ortadadır. Gayri Müslim de İslam’ın neye değer verdiğin bilmektedirler. Öyleyse dünya neden İslam’a olumsuz bir tavır takınmaktadır? Hemen cevap verelim: Dünya bu tavrı İslam’a değil, Müslümana takınmaktadır. Bu bilgi doğrultusunda başta verdiğimiz kavramları açıklayalım. Ilımlı İslam’dan kasıt ılımlı Müslümanlık, İslamafobya’dan kasıt Müslüman korkusu. Çünkü İslam’ın sonradan ılımlı olması ya da sonradan korkulan bir din haline gelmesi söz konusu değildir. Bu değişken durumu insan yani Müslüman almıştır. Maalesef bu açığı biz kendi ellerimizle onlara vermekle hatalarımızı İslam’a mâl ettik. Asrısaadeti düşünün. Makasın kollarının birini İslam diğerini sahabeler olarak tasvir edin. Aradaki mesafe ne kadarda kapalı. Şimdi de günümüz Müslümanlığını düşünün. Aradaki mesafe ne kadar da açık. Bunun sebebi Müslümanların İslam’ı nasıl algıladığıyla alakalıdır. Özellikle Batı toplumunu İslam’a olumsuz tavır takınmasında oralarda yaşayan Müslümanların yaşayışları etkili olmuştur. Batı’da yaşayan Müslümanların aile yaşantısı ‘övündüğünüz İslam bu mu?’ imajı vermiştir. Avrupa’da ya da denizaşırı ülkelerde insanlar İslam’ı seçerken Müslüman yaşayışından değil de dinin temel kaynaklarından öğrenmesi de işin ayrı bir boyutu. İslam’a karşı takınılan olumsuz tavrın başında İslam hukukunun uygulamaları gelmektedir. İslam hukuku kendi içinde gelişmiş özgün bir hukuktur. İslam hukuku, miras hakkı ve çok evlilik gibi konulara saldırıya maruz kalmaktadır. Bu saldırın olmasında biraz da bizim payımız vardır. Çünkü kendimizi ifade etmediğimizden bu saldırılar yaşanmaktadır. Eğer kendimizi anlatsaydık bu saldırıların bir kısmını elimine ederdik. İslam hukuku asırlar boyunca kümülatif olarak ilerlemiştir ve kendi içinde bir tutarlılığı vardır. Yıllar boyu devam eden birikimiyle biri ilim halini almış ve literatürde yer bulmuştur. Hukuk meselelerini tek tek ele alacak değiliz. Çünkü konumuz bu değildir. İslam’ın maruz kaldığı diğer mesele ise Kur ’anı kerimin muhtevasında çelişki oldu yönündeki eleştiridir. Kur’an meali okuyarak onun hakkında yorum yürütmek belki de en cahilce davranış olacaktır. Elbette Kur’an mealini okuyarak zorlanmadan anlamını çıkaracağımız ayetler mevcuttur. Buradaki mesele Kur’an’ın anlaşılması güç olan ayetlerini mealden okuyarak çelişkinden söz etmek yersiz bir eleştiridir. Bu eleştiriyi yöneltenler tefsir gibi bir ilimin dalının olduğunu düşünmediler mi? Kur’an’ın nazilinden bu yana onlarca ve cilt cilt tefsir kitapları yazıldı. Sırf altı yüz sayfalık bir kitabı anlamak içini. Aynı şekilde İslam hukuku gibi tefsire de literatürde bir yeri vardır.
Binaenaleyh, İslam’ın eleştirilere maruz kalmasının sebebi bizleriz. İslam’a yöneltilen olumsuz tavırların sadece bir kaçını aldık. Burada önemli olan daha öncede ifade ettiğimiz gibi kendimiz başkalarına anlatmakta güçlük çekmemizdir. Eğer kendimizi ifade edersek o zaman da bu olumsuz tavırlarla karşı karşıya gelmeyiz.  Aynı zamanda bu tavırların oluşmasında yaptıklarımız ve söylediklerimiz paralellik göstermemesi de ayrı bir meseledir.  

                                                                                             

0 yorum:

Yorum Gönder